Montlukçalar'ın
bize ziyarete gelmelerini istemiyorum. Tek arkadaşım onlar olmasına
rağmen...
Kendini
kişilik olarak görmeyi alışkanlık haline getirenler var aramızda
(sesizlik işareti yerine boşluk
olmalı burada)
Bunların
en başında montlukça'lar. Tariflerini benim yapmam çok
tuhaf sebebi onları hiç görmemiş olmam. Bu durumda varlıklarını
inkarda bile edebilirim ama gel görki her hafta postayla
kendilerinin (selfi)
fotoğraflarıyla dolu sarı plastik patlaklı zarfları nasıl inkar
edebilirim. Üstelik gün geçtikçe yazıları tehditkarlaşıp
fotoğraflardaki simaları sevimsizleşiyor. En kötüsü beni
arkadaşları hatta akrabaları sanıyorlar olmaları.
Evimizin
üzerine bir şimşek çaktığından ve çatıdan içeri
sokak lambası devrildiğinden beri aydınlama sorunumuz fazlasıyla
çözüldü. Tam da masama doğru eğrilen ışık, zincirlerini
koparmış (yada bolca öz güven
çalışmış) bir
tasarımcının son model masa lambası fikri gibi.
