31 Ağustos 2014 Pazar

genel ahvalim



Mobidik bloğa yazmaya başladım, süprizlerden biri buydu günlük, hayata geçme ihtimali yakın olan iki proje daha var. Geçen sene TV den bu kadar sıkılmışken gittiğim kursun bir anda senaryo grubuna dönüşmesi korkutucuydu. Bi daha bu oyuna gelmem yazı deyince akla en son gelmesi gereken teknik nedense herkesin ilgi odağı oldu.

Mobidik iyi oldu, yazı ve okuma konusunda beni disipline sokar. Hem de başka mecralara akmış olurum.

Hava buralarda baya serinledi hırkasız balkonda oturulmuyor ama genede burada olmak başka bir şey, sahildeee martılar elele (şarkı böyle değildi galiba)



Hobileri iş edinmek lazım! Blog tutmak sevdiğim şeylerin en başında geliyor. Dürüst olmak gerekirse ilk üçe anca girer, ben bunu hayali arkadaşa mektup yazmaya benzetiyorum. Çocukken oyuncağıma mektup yazıyordum. İsmi aliydi (kutusunda bu isim vardı) hala (şapkalı a yapmayı bilmiyorum) bazamda ikamet ediyorlar kendileri.

Yapmaktan delice hoşlandığım diğer şeyler ise (ki hiç seçmek zorunda değilmişiz): okumak, çizmek, boyamak, pintereste gezinmek, kesmek, yapıştırmak, dikmek, kolajlamak, mezeleri kola eşliğinde yemek, bütün gün kahve içmek, facede milletin işlerini like layıp, paylaşmak, çok zor ve havalı görünen yemekleri hayranlıkla youtube da seyretmek, polisiye yazarları gizli gizli takip etmek gibi...

Yeniden saçlarımı kestirdim daha doğrusu bir tutam saç dışında traşlattım şu an kafam sinan akçıl modeli eminim sonradan uzayınca çok güzel olacaklar.


Buralar genç kaynıyor Rock festivali var ya ondan çok yakın olmasına rağmen üşendim gitmedim.


Rüzgar var gene hem soğuk hem sıcak havayı anlamaya çalışmayı kestim artık. Bu sene tuhaf havalar, bir gün fırtına ertesi gün 40 derece, her anı dolu dolu yaşıyor, bu gidişle kendini mahvedecek garibim.

Geçtiğimiz hafta biraz gergindi, nasıl olmasın bir kurum dolusu insan sanki iş yelerinden mutlu mesut ayrılmışımda bir türlü vakit bulup görüşemiyormuşum gibi davranıyor. ....neyse benden uzak dursunlar da. İşte asıl hikaye burada başlıyor uzak durmuyorlar :( Hep kendilerini sevimli sanıyorlar. Benim onları faceden atmamın tembellikle ilgili olduğunu anlamak istemiyorlar. Gerçi tüm insanlığın kendilerini anladıklarını zannetmiyorum. Yoksa piskiyatri diye bişey olmazdı.

Aaa sonunda Mary ile Max'ı seyrettim senaryoyu anlatımını çok beğendim. Ameliye benziyor, gotik havası da var, renkler ölüm temasının sık kullanılması sıkıcı atmosferi falan. Sevmenin ötesine geçtim galiba. Aslında iki kere seyrettim daha da seyrederim. Ama ben olsam plastirinle çekmek istemezdim, insan şu kuşa bak falan deyip konuşmaları kaçırıyor. Tabi çok emek var ve plastirin pis iş. Kesinlikle bizde (Türkiye'de) çekilemez hemen +60'ı yerdi.

Bu arada televizyona bu sezon 50 yeni dizi giriyormuş oley Bollywood olmuşuz. Tabi yarısından fazlası sezon finali göremeyecek, onlarda muhtemelen başka sezonu göremeyecekler "ya tutarsa" kafası. “Kara para aşk”ın ismini sevdim, sanki beyaz kadın ticareti anlatılacakmış gibi geliyor ama eminim öyle değildir.

Ooof çok mu yazdım ne?


siyu

hayal gücü

28 Ağustos 2014 Perşembe

baymak ya da baymamak...


gifler




Böyle bir uygulama var

Ekranda sahilde kumlara çizer gibi takılıyorsun tutar mı? Sanmam.

işte sütünü içen soylu bir kedi

26 Ağustos 2014 Salı

25 Ağustos 2014 Pazartesi

24 Ağustos 2014 Pazar