27 Temmuz 2008 Pazar

asi gençlik



Uzun zamandır ilk defa kahvedeyim. Yanımdaki masadaki kadın hafta sonu eklerinden birini okuyor. Kafam kadar harflerle burcunuza göre seks yazısı okunuyor.
Yanındaki genç halinden memnun kadının dersini öğrenmesini bekliyor. Barda beyaz keten gömlekli adam av peşinde kısa kısa kesikler atıyor ama bu durumdan etkilenen yok, herkesin elinde bir dergi okuyor yada yara almamak için dergileri adama karşı siper ediyorlar. Bende eski entelektüel günlerime belki geri dönerim umuduyla bir sanat dergisini alnıma dayıyorum, feyiz almaya çalışıyorum. Bunun olmasını çok arzu ederken aslında bizim ekipten biriyle buluşmaya da çalışıyorum. Beş dakika sonra ordayım dediğine göre en az bir saat burada kayığım.
Tam sıkılacağıma yemin edebilirken, bir gurup asi genç giriyor içeri. Bunları biliyorum. Hep köşeye otururlar ve kişi başına dört sandalyeye birden oturmaya başarırlar. Bu kadar yayılarak oturmayı her zaman kıskanmışımdır. Her kes gündüz olmasına rağmen içmeye başlıyor. Şimdi fark ettim ki bardaki adam sarhoş ve delirmiş olmalı ki bana doğru geliyor...Ben şaşkınım garsonlar ki hepsi arkadaşımız, korku içindeler benim adama neler yapabileceğimi hayal bile edemiyorlar.
İlk cümle: Kahve içmek buradan daha iyi bir yer biliyorum.
Cevap: Ben bilmiyorum bilsem dokuz sene buraya gelmezdim.
Adam: Sizi davet etmek istiyorum
Ben: .........................
Biraz öne doğru yaylandıktan sonra adam en içten gelen dalga sesiyle masama kusuyor.
Her taraf sulu o şeyle doluyor, tahlile gerek yok son iki saattir ne yediğini hepimiz görebiliyoruz.
Adamı lavaboya götürüyorlar sanki gerek kalmış gibi. Gençler durumumla çok eğleniyorlar. Kısa ve net bir dil çıkarıyorum onlara. İçimden gökyüzünün bütün lanetini yağdırıyorum. İçim rahat hiçbir konseri kuru seyredemeyecekler. Azda olsa nefretim geçiyor. Eve geliyorum kimseye akşam bir damla bile içmediğimi anlatamıyorum...